25 Kasım 2015 Çarşamba

20 Kasım 1984




Ben bugün doğdum..

Belki ilk dünyaya gelişim,bu acemiliklerim ondan,
Belki de tecrübeli bir acemiyim kimbilir..
Bu ara sağım solum dar duvar, 
Ben de genelde sarhoşum bazen aşktan,bazen mutluluktan,bazen melankoliden,
Arada rakıdan,genelde biradan :)
Yalpalayıp çarpıyorum o duvarlara zaman zaman ama biliyorum hep aydınlığa çıkar benim koridorlarım,
Her sıkışmışlığımda bir yerlerinden tutunurum hayata,
Ve şükür ki yanıbaşımda dimdik duran sapasağlam en az bi insan bulurum o anlarda.
Yaş 31'den 32'ye yol aldı ha ben daha 15'im orası ayrı :)
Mesela kuş tüylerini meleklerin bırakacağına,
Prensimin beyaz atıyla geleceğine,
Denizin tuzlu suyu ayaklarıma değdiğinde deniz kızı olacağıma,
Bir balığın benimle yüzerken gözlerime bakıp benimle konuştuğuna,
Pencereme gelen martıların yemeklerini yedikten sonra cama vurarak bana teşekkür ettiğine,
Bulutların sevdiğim masallardan esinlenerek şekiller çizdiğine,
Söylediğim şarkıları benimle birlikte bütün dünyanın söyleyeceğine,
Sonsuz aşkın varlığına,
Kaş'ta tepede uyuyan devle Meis'teki hamile kadının bir gün kavuşacağına,
Akyaka'nın büyülü olduğuna,
70'li yaşlarımızda kız kıza çay partisi yapıp, 
Eskiden olduğu gibi adamlardan,çocuklarımızdan,en sevdiğimiz filmlerden konuşurken,
Arka fonda Birsen Tezer'in bize eşlik edeceğine,
80 yaşıma geldiğimde yanımda aynı heyecanla elini tutup yürüyeceğim bir adam olacağına,
Üzgün olan her insanı mutlu edebileceğime,
Her derde deva olabileceğime,
Atatürk'ün aslında ölmediğine,
Bütün dünyanın barış içinde ve özgürce yaşayacağına hala inanıyorum.
Yok yok 15'ten de küçüğüm, bence 5 filan :)

Bebekliğimden bugüne kadar hayatıma değip geçmiş,değip geçememiş,
İz bırakmış herkese teşekkürü borç bilirim,
Günler aktıkça,takvim sayfaları değiştikçe,
Her birinden her gün yeni şeyler öğreniyorum.
Hala...
Çeşitli isimleri olan bi sürü insan tanıdım,
Bugün anlıyorum ki hepimiz aynıyız,aynayız birbirimize aslında.
Dönüp baktığımda kimse bana ihanet etmedi,kötülük yapmadı,
Ben de kimsenin canını yakmadım.
Hepimiz kendi süreçlerimizi yaşadık,
Herşey olması gerektiği gibi oldu ve öğretileri kaldı.
İşte onlardan bir kısmını içine biraz masal katarak anlatmak istiyorum ;

Öncelikle,
Her anne melektir ve benim gerçekten bir meleğim hep var otuz küsür yıldır yanıbaşımda olan.
İçimdeki güzel duyguları doğduğumdaki gibi tertemiz tutmamı sağlayan,
Aşkın ne denli güçlü bişey olduğunu,
Bir insanı olduğu gibi sevebilmenin yüceliğini,
Yılmadan bıkmadan sevdiğin için bazen sadece durarak savaşman gerektiğini bana öğreten,
Sadece benim değil ağlayan bütün çocukların kalbine dokunan,
Tostun tadını bilmeyen yüzlerce çocuğa onu tattıran,
Kaybolmuş olanların yollarını bulmasını sağlayan,
Kötü şeyler yaptıklarında yapmamaları gerektiğini defalarca teker teker kendi çocuğuna anlatır gibi anlatan annem...

Hulktan daha güçlü bir babam var,
Suyun altında bile nefes alabilen,balıklarla konuşabilen,
Kocaman kocaman metalleri kıvırıp büküp onlara şekiller verdiği için elleri mis gibi buram buram metal kokan,
Kaşıklardan çatallardan adamlar yapıp ellerine enstrümanlar yerleştiren,
Çocukluğumdan beri ninni gibi çaldığı gitarıyla bana şarkılar söylemeyi öğreten,
Kelimelerin gücünün sakinlikte saklı olduğunu her fırsatta bana ispat eden, Hataların insanlara mahsus olduğunu ve herşeyin değişebileceğini gösteren beni mucizelere inandıran babam...

Yılları birlikte devirdiğimiz,
Bana hem cinsleriyle ilgili çok gizli bilgiler verip beni uyaran,
Gerektiğinde kollarının altında beni kimseye göstermeden saklayıp, Gerektiğinde göğsünü kabartarak gururla benden bahseden sapasağlam  'erkek ' dostlarım var..

Tatlı mı tatlı,neşeli,sakin,hayat dolu
Ama hakkımız yendiğinde boyuna posuna bakmadan,
Kendini ve sevdiklerini savunurken dağ gibi ayaklarının üzerinde duran,
Adam gibi kızlar var yamacımda. 

Tanıdığım,
Tanımadığım,
Gıyabında tanıdığım herkesin bir izi var,
Elimde,yüzümde,gözümde,omzumda,kalbimde,her yerimde..
Yaşadığım herşey için biriktirdiğim teşekkürlerim var,
Bir gün daha da büyüdüğümde,
Pembe gözlüklerimi masama koyup anlatacağım gerçek hikayelerim de var masallarımdan başka.

Bana şarkılar söyletenler var bir de yazdıranlar.
Genelde hüzünlü hikayeler hepsi ama olsun onlar da hayata dair onlar da 'iyi ki..' 
Yolda yürürken denk geldiğim şu an konuşmasam bile bir bakışından nasıl olduğunu anladığım onlarca göz var.
Hayatıma değmiş geçmiş,değmiş geçememiş herkesin bir yerlerde nefes alıyor olmasından ötürü mutluluğumu dile getirmek aslında amacım.
Ben bugün doğdum ve ben olarak devam edebildiğim süre boyunca birileriniz için şarkılar yazmaya,birileriniz için şarkılar söylemeye devam edeceğim.

Bir kahramanım var ve hepiniz bile bile yada bilmeden beni ona ulaştırdınız,bundan ötürü teşekkürü borç bilirim.

Sevgilerimle...

1 yorum:

  1. ''Kocaman kocaman metalleri kıvırıp büküp onlara şekiller verdiği için elleri mis gibi buram buram metal kokan''

    Benim babamında elleri kokardı metal, hem de ne güzel kokardı..
    Erkendi cok erken, bilirim her ölüm erkendir ama o çok erkendi işte..
    Şimdi şiirler, türküler yolluyoruz ona..

    ''Baba duası alsaydım her sabah,
    Biliyor musun ne bahtiyar olurdum''

    İki satırlık cümle gectı içimden naçizane paylaştım sizinle.. Emegınıze yuregınıze sağlık.. Babanızın hep yanınızda olması dileğimle, sarılın ona öpün doya doya..
    Kalın sağlıcakla..
    Sinem...


    YanıtlaSil