25 Kasım 2015 Çarşamba

29 Eylül



Her birimiz şahsımıza münhasırız ve birbirimizle şekilleniyoruz.
Artıklarımız artıklarımızla buluşup 'artık'la başlayan cümleleri oluşturuyor dilimizde.
Özümüze duymamız gereken saygımızı görmezden gelip,
Sahip olma hırsıyla yıkıp geçiyoruz sahip olduğumuz her güzelliğimizi.
Sonra bir bakıyoruz parça parça kirlenmiş ruhlarımız,
Yaralarımızsa ganisi karartılarımızın.
Şimdi ne olacak peki?
Şimdi nasıl temizleneceğiz?
Nasıl aklanacak yüreklerimiz?
'Bu kadar açık yaramız varken nasıl sarılırız birbirimize' demişti bi dostum
Ne doğru söylemiş!
Ne haklıymış!
Çok acılı oluyor kanayan yaraya kanayan yaranın değişi.
İyileştirmiyor da dokunuşlar,daha çok mikrop bulaştırıyor.
Karışıyor yaralar birbirine,birbirinin üstüne biniyor,
Çok oluyor,çok yanıyor!
Sonra gidişlerimiz oluyor yangılarımız
Ya kalsak?
Kaçmasak?
Bize ezberletilen,öğretilen herşeyi unutsak,
Kalsak?
Köhnelerde yaşamaya çalışsak,
Gerçekten var olanı tüketmektense. 
İyileşmeye çalışsak iyileştirerek.
O zaman yeniden açar çiçekler
Biliyorum.
Acı mı?
Çekeriz olur biter.
Kahkahamızın sesi kalır geriye!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder